reklam

» »Unlabelled » Türkiye'de Siber Terörizm

Türkiye’de sanal ortama ve terör örgütlerinin kullanımına bakıldığında, bilgisayar teknolojisi internet ve diğer teknolojik gelişmelerin yakından takip edildiği ve amaçlar doğrultusunda etkin olarak kullanıldığı görülmektedir. Hatta bu amaçla teknik konularda ihtiyacı giderecek örgüt elemanları yetiştirilmektedir. İnternet üzerinden haberleşme, propaganda yapma, eğitim amaçlı CD’ler ve bildiriler hazırlama şeklinde faaliyetleri içinde oldukları bilinmektedir.

Yukarıda dünyadan örnekler verdiğimizde de görüldüğü gibi Türkiye’de de terör örgütleri internet ortamını öncelikle propaganda ve eğitim amaçlı olarak kullandıkları görülmektedir. Bölücü örgütler özellikle PKK, sıcak terör eylemlerini yapamaz hale geldikten sonra “siyasallaşma” sürecine girmiş ve konuda yoğun bir çaba göstermektedir. Bu alanda kullandıkları en önemli araç internet ortamıdır. Yüzlerce web sitesinden yoğun bir propaganda faaliyeti yürütmektedirler.



Terör örgütlerinin gelişen teknolojiyi kullanarak eğitim ve propaganda faaliyetlerinin yanısıra bilişim teknolojisinden yararlanarak devletin kullandığı link hatlarına, bilgi işlem ve veri merkezlerine, bakanlıklara, PTT-Telekom, EGM ve TSK gibi önem arz eden birimlerin sistemlerine sanal saldırılarda bulunabilecekleri veya tahrip edici virüsler aracılığıyla bu sistemleri çökertmek için uğraş verdikleri konusunda istihbari bilgiler mevcuttur.

28 Terör örgütlerinin bu eylemlerine örnek vermek gerekirse aşağıdaki iki örnek bu örgütlerin terörün yeni yüzü ile tanışmada gecikmiş olmadığını kanıtlamaktadır. Emniyet kaynaklarına göre şu an ülkenin bütünlüğü aleyhine faaliyet gösteren zararlı internet sitesi sayısı yaklaşık 7000 civarındadır. Bu sitelerden 150 tanesi aktif olarak her gün ortalama 500-1000 kişinin ziyaret ettiği ve çoğunluğu yurtdışından yönetilen sitelerdir. Genelde com, org.net uzantılı olan bu siteler Amerika, Almanya, Hollanda ve diğer Batı Avrupa ülkeleri üzerinden yayın yapmaktadır.

Bu sitelere karşı güvenlik güçlerinin yapabileceği etkin mücadelenin uluslar arası işbirliği olmadan yürütülmesi olası değildir. Ancak uluslararası işbirliği çabalarına olumlu yanıt almak hiçte kolay değildir. Almanya, Belçika ve Hollanda devletlerine Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yapılan ve ülkelerinde Türkiye aleyhine faaliyet gösteren zararlı sitelerin kapatılmasını talep eden yazıların hiçbirine olumlu yanıt alınamamıştır. Fehriye Erdal olayında bile iadeye yanaşmayan ve işbirliği konusunda ayak direten bu ülkelerden özgürlüğün simgesi sayılabilecek sanal ortamda işbirliği beklemek belki de aşırı iyimserlik olacaktır. O zaman akla şu soru gelmektedir: Peki internette özgürlüklerin bir sınırı olmayacak mıdır? Belki de yanıtı bulunması gereken soru da budur. Gerçek alemdeki terörist ile sanal alemdeki teröristler arasında ne gibi fark var ki sanal alemde teröristin yapmış olduğu eylemler dokunulmaz olarak kabul edilmektedir.

Sorun yine terör olgusu ve terörist kavramı üzerinde batı ile ortak bir anlayışın sağlanamamasında düğümlenmektedir. Düşünceyi açıklama suçu - terörizm arasındaki çizgide batı ile aramızda mevcut bulunan yaklaşım farklılığı siber terör – düşünceyi açıklama suçu bağlamında çok daha belirgin olarak ortaya çıkacaktır. Sanal özgürlüğün sınırını çizmeden uluslararası alanda yapılacak işbirliği çabaları da ülkemiz açısında istenilen sonuçları doğurmayacaktır.


Örnek Olay 1:

İstanbul Emniyeti tarafından 1999 yılında İBDA-C terör örgütüne yönelik olarak düzenlenen operasyonda 33 örgüt mensubu, hedef şahıslara ait fotoğraflar ile birlikte yakalanarak gözaltına alınmıştır. Şahısların sorgulamalarında web sitesinde “İBDA-C Hedef Listesi” başlığı altında ele geçen fotoğrafları yayınladıkları tespit edilmiştir. Konuya ilişkin olarak yapılan araştırmada yasa dışı örgütün, web sitesinde oluşturduğu hedef listesinden başka “bomba yapımı ve bombalama, silah atış bilgisi, polis takibi ve tarassut, polis sorgusu, kırsalda yön tayini ve ilkyardım” konularında örgüt mensuplarını bilgilendirdiği ortaya çıkarılmıştır.


Örnek Olay 2:

1998 yılında Denizli’de DHKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan operasyonlarda yakalanan teröristlerin ifadelerinde; komşu bir ülkede bulunan örgüt evinde eğitildikleri, kapta askeri ve siyasi eğitimin yanında, uydu telefonu internet üzerinden haberleşme ve şifreli görüşmeler konusunda eğitildikleri, örgütün üst düzey yöneticileri ile uydu telefonlarıyla haberleştikleri mesaj alışverişlerini internet aracılıyla yaptıkları, cihazların şarj işlemlerini güneş ışığından enerji üreten solar sistemi ile sağladıkları anlaşılmıştır.

Siber terör, teknolojik olarak gelişmiş Batı toplumları için öncelikli tehlike olsa da bu gelişmekte olan ülkeler için tehlike arz etmez anlamına gelmemektedir. Batının bu terör olgusu ile karşılaşmasından sonra vereceği tepkilerin ne olacağı ABD’ye yapılan saldırının ardından ortaya çıkmaya başlamıştır. 11 Eylül saldırılarını bir siber terör olayı olarak kabul edilmesi belki zorlama bir yorum olacaktır ama, Pentagon’un kırılmaz denilen güvenlik şifrelerinin kırılması, hava radar sistemlerinin devre dışı bırakılması, düşen uçakların pilotlarından kaçırılma sinyalleri alınmaması gibi unsurlar üst üste gelince bu saldırıların en azından teknolojik yoğun bir saldırı olduğu konusunda ortak bir görüş oluşmuştur. Siber terör belki bu saldırılardan çok daha ağır sonuçlar doğuracak niteliklere sahiptir.

Ancak 11 Eylül saldırısından sonra batı kamuoyunun içinde bulunduğu psikolojik ortamdan en iyi şekilde yararlanarak yaklaşım farklılıklarını asgariye indirmenin yolları aranabilir. Özellikle ABD’de siber terör korkusu nedeniyle aşağıda örnekleri verildiği gibi son günlerde sanal özgürlükler konusunda farklı yaklaşımlar sergilendiği gözlemlenmektedir. 11 Eylül saldırılarının ardından güvenlik tedbirlerini arttıran ABD yönetimi bilindiği gibi interneti de yakından takip etmektedir. FBI en son New York'ta kurulan ve IRA’yı destekleyen bir web sitesini dolaylı olarak kapattı. IRA, ABD'nin terörist gruplar listesinde yer alıyor.

Kapatılan "www.iraradio.com"un yetkilisi ise IRA (İrlanda Cumhuriyetci Ordusu) ile bir ilgilerinin olmadığını, adreslerindeki IRA kısaltmasının "İrlanda Cumhuriyet Eylemcileri"ni temsil ettiğini iddia ediyor. Sitenin sahibi Travis Towle'a göre FBI, servis sağlayıcı şirketten siteyi kapatmasını istemiş, aksi halde teröre destek vermek suçlamasıyla karşı karşıya kalacağını belirtmiş. Şirketin yönetim kurulu da kapatılma durumunda tüm mal varlığına el konulacağından korktuğu için siteyi kendileri kapatmış. Kapatılan "www.iraradio.com"un ana sayfasında son alınan karar ve gerekçesine ilişkin bilgiler yer alırken, şirketin terörü desteklemediğinin altı çiziliyor. Sayfanın en başında da FBI, CIA, MI6 gibi istihbarat birimlerine sitenin bir haber sitesi olduğu hatırlatılıyor. IRA, geçtiğimiz haftalarda yeniden açıklanan ABD'nin terör listesinde yer alan gruplardan biri ve gruba para yardımında bulunanlar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabiliyor.

ABD’de ortaya çıkan bu gelişmelere paralel olarak Batı Avrupa ülkelerinde de bir takım gelişmeler beklenmelidir. Çünkü 11 Eylül saldırılarının devamı olacağı yönündeki beklentiler tüm batı kamuoyunu derinden etkilemiştir. Nitekim İngiltere’de benzer uygulamalar başlamıştır. Londra merkezli Sakina Security (Güvenlik) adli web sitesi, patlayıcı hazırlama konusunda bilgiler içerdiği ve terör örgütlerine destek sağladığı gerekçesiyle kapatıldı. Terörizm ile mücadele konusunda dünyada hiçbir zaman bu denli konsensüs sağlanamamıştı. Belki bu psikolojik ortamda Türkiye’nin terör ve terörizmin her türlüsünü lanetleyen yaklaşımı Batı tarafından paylaşılabilir.

Oğulcan Hakkında

Bozukdisk için elinden geleni yapan teklojisever insanlarız biz.
«
Sonraki
Sonraki Kayıt
»
Önceki
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Çekinmeyin, bir yorum bırakın